Okulçağıannebaba
Yedi Yas Bunalim Çagi; çocugun terk edilme duygusunu yogun olarak yasadigi ayrilik anksiyetesiyle seyreden, yeni çevresel objelere ve nesnelere karsisinda korku ve endiselerin dogdugu, yalniz kalma ve çaresizlik duygulariyla örüntülü geçici bir duygusal bunalim süreci dönemidir.
Bu süreçteki yasanti deneyimlerinde, negatif yasantilar, çocugun ileriki yaslarda alacagi davranis pozisyonlarinda etkili olur. Bu etki birakan izlerin olabildigince yasanmamasi için anne ve babalarin bu çagin özelliklerini bilmesinde ve çocuklarina yönelik okul çagi öncesi ve devaminda sergilenmesi gereken önlem ve yaklasimlarin neler olabilecegini ögrenmesinde ve uygulanmasinda yarar vardir.
Ancak Anne ve Babalar sunu unutulmamalidir ki; Tüm ilgi ve çabalariniza ragmen çocukta olusabilecek okul fobisi ve buna bagli etkiler, sizin çocugunuza okul öncesi çagda gösterdiginiz temas biçiminizden, çocugun gelisimsel mevcut potansiyelinden ve okul-egitim kavramlarini çocugunuzla nasil tanistirdiginizla ilgili yaklasimlarinizdan bagimsiz degildir. Devaminda çocugun gösterecegi davranislara yönelik müdahalelerinizin biçimi de bu izlerin etki ve yansimalarini belirleyecektir.
Öyleyse; okul ve egitim kavramlarinin çocukta algilanmasinda ebeveyn ve aile olarak sergilediginiz temas biçiminiz çocugun bu kavramlarla iç içe yasamaya baslamasi ile sonuçlari görülmeye baslayacaktir. Bu yüzden diyebiliriz ki, okul ve egitim üzerine aile içinde sloganlastirdiginiz söylemlerinizde olabildigince olumlu duygularin ve düsüncelerin çocukla paylasilmasi sözü edilen sorunun yasanmamasi açisindan bir önlem niteligi tasimaktadir.
Çocugun yaninda, onu endiseye ve korkuya sevk edecek çesitli ebeveyn kaygilarinin yansitilmamasi da diger bir önlem olarak ortaya çikmaktadir. Daha etkili bir okul öncesi önlem ise, çocugun 3 yas çaginda akranlari ile birlikte kres ve benzeri çocuk egitim merkezlerinde zaman geçirmesinin saglayacagi faydadir. Daha da önemli olan çocugun 3 yasina basmasi ile birlikte okul öncesi egitimin nitelikli ekipmanlarla birlikte ailenin çalismasinin saglanmasidir.
Bütün bunlarin disinda ve öncesinde, tüm ailelerin temelde yapmasi gereken görev ve sorumlulugu ise, çocuklarin dogumundan itibaren ilk yillar 6 aylik periyotlarda ve sonra 1 yillik periyotlarda, 0-6 yas dönemde çocuklarin mutlaka Gelisimsel Tarama Testlerini (Denver Testi) yaptirmalari büyük önem tasimaktadir. Çünkü; çocugun gelisimsel açidan takibinde okul basarisina iliskin isik tutacak verilerin önceden belirlenmesinde bir projeksiyon olarak Denver Testi gerekli, daha da önemlisi gelisimsel bozukluklarin erken teshisi için elzem kabul edilmektedir. Bu gün itibariyle dünya da 50 milyonun üzerinde çocuk bu taramadan geçmis ve bu taramalar sonucunda çok erken dönemde gelisimsel bozukluklar saptanarak okul öncesi egitim, rehabilitasyon ve destekle bu çocuklar okul çaglarinda akranlari ile birlikte egitim alma sansina kavusmuslar ve gelisim gerilikleri önemli ölçüde iyilestirilebilmistir.
Okul öncesi dönemde, özetle;
Çocuk, Gelisimsel Tarama Testi (Denver II)’ ilk yil dahil mutlaka uygulanmalidir. Testin yorumlanmasina bagli olarak gereken önerler yerine getirilmelidir. Çocugun gelisim alanlarinda geciktigi saptanirsa, bu alanlarla ilgili egitim, rehabilitasyon ve destek almasi saglanmalidir.
Okul ve egitim kavramlarinin algilanmasinda korku ve endise yaratacak söylemlerden kaçinilmalidir.
Okulla tanisma biçimine iliskin bir okul sosyal hizmet uzmanindan destek alinmalidir.
Okulu çekici kilacak olumlu bilgiler çocukla paylasilmalidir.
Çocugun kisisel sosyal gelisim potansiyeli çocuk refahi alaninda çalisan sosyal hizmet uzmani ile birlikte ele alinmali ve ona göre bir yaklasim modeli biçimlendirilmelidir.
Bilinmeyen karsinda olusan korkularin giderilmesinde, çocugun anlayabilecegi dilde okul ve egitime iliskin her karsilasmada tanimlayici ve sürekli bilgilendirici olmak yarar vericidir.
Okul öncesinde çocuk, okul öncesi egitim süreçleri ile kres ve benzeri ortamlarla mutlaka tanistirilmalidir.
Gelisim gecikmelerinin, çocugun okula uyumunu zorlastiracagi bilinmekle birlikte, her uyum problemi yasayan çocugun gelisim problemi bulundugu söylenemez. Çevresel etmenlerin ve ebeveyn tepkisinin rolü bu asamada ön plana çikmaktadir.
Okul fobisinin yasanmamasi için çok önceden neler yapilabilecegine iliskin temel ebeveyn görevlerini bu sekilde açikladiktan sonra simdi de özetle uygulama önerilerine yer verelim.
ilk gün okul travmalarinin önlenmesi ve eger sorun yasanmaya baslamissa bu duruma iliskin neler yapilabilecegi iliskin öneriler için sunlar söylenebilir;
Okulun ilk açilis günü beklenmeksizin, Anne, Baba ve varsa çocugun kardesi ile birlikte okul ziyaret edilmeli, bahçesinde, koridorlarda, oyun ve spor alanlari gezilmeli ve bu gezinti sirasinda çocuga abartisiz ancak okulun çekici yönleri konusunda merak uyandiracak dogru bilgiler verilmeli. Okulun ilk gününe iliskin çocugun aklindaki bilinmemezlik giderilerek korkunun olusmasi engellenmelidir. Çünkü bu bir hazirlik ve tanisma asamasidir ve bilinmemezlik, çocukta korku yaratir. Her firsatta tanimlamalar yapilmali ve ilk güne iliskin çocuga ilk gün programi tek tek anlatilmalidir. Böylece çocugun öncelikle okulun fiziksel çehresine isinmasi saglanmis olacaktir.
Ilk gün, yine birlikte, “Yanindayim, birlikte okula gidiyoruz, yeni arkadaslarinla tanisiyoruz ve okulu kesfediyoruz” mesaji verilmeli.
Sinifta 1 saat kadar ögretmenle tanisma sürecinde çocukla birlikte olunmasinda yarar var. Daha sonra sinifta çocuktan ayrilma asamasinda bunun gerekçeleri çocuga anlasilir bir dille anlatilmali. Asla aniden yanindan kaçar gibi ayrilmamali ve çocuga kisa bir süre sonra zil çaldiginda tekrar gelinecegi ve hemen sinifin penceresinden gördügü bahçede kendisini beklemekte olacagi ifade edilebilir, bu çocuga güven verecektir. Bu arada ilk gün hediyesi ile birlikte çocugun sevdigi bir yiyecekle ayni gün ödüllendirmenin de yarari olacaktir.
Okulun çocuk tarafindan fiziksel yapisinin bilinmesi ve özellikle ilk tenefüslerde evde kazandigi tuvalet aliskanliginin okuldaki kosullarda nasil sürdürecegine iliskin annenin yardimi ilk gün mutlaka gereklidir.
Diger günler tenefüs bulusmalari yerini öglen bulusmalarina ve aksam çikista karsilamaya birakmalidir.
Çocugun okulun ilk günlerinde yasayacagi arkadaslariyla ve ögretmenleriyle olan iletisiminde sorun yasamamasi büyük önem tasimaktadir. Sorunun ortaya çikmasinda bu durum en önemli etkenlerden biridir. Bu durumun kontrolü ebeveynin elinde degildir ancak ögretmenin bu asamada çocuklarin birbirleriyle iliskilerinde ve ögretmenin çocukla nitelikli ilgilenmesi önem tasimaktadir.
Tüm çabalariniza ragmen bir okul fobisi teshisi konmus ise yapmaniz gereken bu sorunu sinif ögretmeni, çocuk ve uzman üçlüsü ile birlikte ele alinacak bir süreçte, destekle çözmenizdir. Bu durumda, okul sosyal hizmet alaninda çalisan sosyal hizmet uzmanlarindan yardim ve destek almaniz önerilir.
Son olarak çocugun korkusunun içerigine iliskin duygularin mutlaka açiga çikarilmasi, çocuga duygularini ifade etmesi firsatinin yaratilmalidir. Tehdit içerikli ve azarlayici söylemlere asla yer verilmemesi gerekmektedir. Bu asamada çocugu dinlemeli, gözlemlemeli ve onunla sevgi dilinden hareketle iletisim kurup, onu anlamayi ve anladiginizi hissettirerek korku olusturan yasanti formlarini yeniden tanimlayip çocugun anlayacagi sözcüklerle okul ve egitim kavramlari anlatilmalidir. Böyle bir süreç uzman destegi ile kolaylasir ve daha kisa bir sürede iz birakmadan sorunun çözülmesine katki saglar.